Gençlik kurultayında CHP’li gençler gerçekten özgür mü?- Ulaş Balkaya
Kuruluşun ve kurtuluşun şiari ile 97 yıldır ülkeye yön veren CHP’nin Gençlik Kolları’nın yarın 16. Olağan Genel Kurultayı var. Tam da bu kurultay öncesi Sn. Genel Başkanın gençlere yönelik bir yazısı Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmış. Kemal Bey gençlere sesleniyor ve iktidara geldiklerine gençlere açacakları alanları, yapacakları icraatları anlatıyor. Bunun yanında da gençlere iktidara geldiklerinde güvenmelerini anlatıyor. Geniş özgürlük alanlarını gençlere anlatıyor. İyi anlatıyor, güzel anlatıyor da partinin içinde gençler gerçekten bahsedildiği gibi değer görüyor mu? Ya da özgürlük alanları var mı?
Demokrasinin kelime anlamı TDK’ya göre “Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi, el erki, demokratlık:” biçimindedir. CHP için bu tanımını düzenlemek gerekirse “Delege egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi, el erki, demokratlık.” şeklinde revize edebiliriz. Neden bu şekilde revize edebiliriz? Çünkü parti içerisinde delegeleri kontrol eden “delege ağaları” partiyi yönetmekte ve partiye yön vermektedir.
Bu “delege ağaları” için parti içerisinde yapılan her seçim önemlidir. Kadın kolu, gençlik kolu, mahalle yönetimi, il – ilçe yönetimi gibi gibi. Çünkü her masada olup tüm kontrolü elinde tutmak isterler. Sürekli partiye yığınla bağı olmayan, sorsanız 6 Ok’un ne olduğunu bile bilmeyen insanları getirip üye yaparlar. Sonra da az önce dediğim gibi tüm seçim masalarında olup kazanmaya çalışır, kazanırlar.
Şimdi asıl konumuz olan “Gençlik Kolları Kurultayı”na gelecek olursak. Çok kıymetli, donanımlı, sokağı bilen, siyaseti bilen arkadaşlarımız genel başkanlık için yaklaşık 1-1.5 senedir il il, ilçe ilçe çalışmaktaydılar. Zaman harcadılar, para harcadılar, izin harcadılar, “demokratik” bir seçim olması için canhıraş çalıştılar. Şimdi bu aday arkadaşlarımızda hepsi masum şekilde aday mıydı? Veya kendi öz iradeleri ile mi adaylaşmışlardı? Bu sorunun yanıtı tabii ki de partiyi bilenler için açık şekilde “hayır”dı. Aday olan tüm gençlerin arkasında az önce yukarıda bahsettiğim “delege ağaları” ya da parti siyasetini ele geçirmiş bazı “siyasi” figürler bulunuyor.
Şimdi hal böyle olunca kurultay zaten “demokrasi” adı altında güçlerin çarpışmasına sahne olacaktı. Seçimin galibi olan “delege ağaları”, gençleri dizayn edecek, özgür irade ile hareket etmelerini engelleyecekti. Nitekim son 4-5 yılda CHP Gençlik Kolları’nın ne kadar pasifize edildiğini canlı olarak izliyoruz. 20 yıllık AKP iktidarı sokakta gençleri nasıl yok ettiyse parti içerisindeki bazı güçler de Gençlik Kollarını aynı şekilde yok etti. Çünkü onlar için gençler parti bayrağı asan, broşürü dağıtan, etkinliklerde su taşıyan, çorba dağıtan kişilerdi. Kimse gençleri alıp fikri noktada çalıştırmadı, kimse gençlere gerçekten ne istiyorsunuz diye sormadı. Çok yakın zamanda parti için bayrak asarken gözünü kaybeden Kartepe Gençlik Kolu üyesi olup aynı zamanda belediye meclisi üyeliğini de sürdüren Tugay Adak’a bile kimse sahip çıkmadı. Nihayetinde genç kardeşimiz yaşamına son verdi.
Bir diğer husus özgürlük meselesi. Gençler parti içerisinde ilçe-il-genel merkezin onayı olmadan veya partiye çöreklenmiş güç odaklarının onayını almadan sesini çıkaramıyorlar. İlçe-il seçimlerinde özgürce adaylar çıkarıp seçimlerini yapamıyorlar. Partiyi eleştirecek en ufak davranışta bulunamıyorlar bulundukları takdirde üst yönetim tarafından kulakları çekiliyor.
Önceki paragraflarda yazmıştım. 4-5 genç arkadaş Gençlik Kolları Genel Başkanlığı için uzun süren bir seçim çalışması yaptı. Seçime kısa bir zaman kala üst yönetim tarafından tek adaylı seçime girilmesi yönünde gelen telkinler sonrası Genel Merkez’in işaret ettiği aday dışında kalanlar çekilmek zorunda kaldı. Genel Merkez’den gelen bilgilere göre de adaylar arasında seçim, dini yönden halkın karşısında farklı imaj çizecek aday üzerinden seçimin yapılması yönünde olmuş. Ayrıca ismi de çok manidar, umarım genel merkezin düşündüğü gibi bir saha etkisi olacaktır.
Son söz; gençler “Demokrat Amca”dan gerçekten bir demokrasi bekliyor. Eğer iktidara geldiklerinde benzeri politikaları üretmeye devam edeceklerse AKP’den herhangi bir farkı kalmayacak. Tek adaylı seçimler, sürekli aynı yöneticiler, sesini çıkaramayan partililer, parti ile bağı olmayan partililer vs vs. Kuruluşun ve kurtuluşun partisinden beklentimiz çok. İktidara giden bu yolda parti içi güç zehirlenmesi örnekleri ise iktidardayken de AKP vb. uygulamaları yapacağı endişesini bizde yaratıyor.
Burada sormamız gereken şey AKP’nin demokratik usullerinin ne kadar sahte olduğunu bütün Türkiye’ye hatırlatırken en çok örnek verdiğimiz unsurlardan bir tanesi tek adaylı kongreler, Erdoğan’ın ve parti yönetiminin önceden belirlediği seçim sonuçları oluyordu. Şimdi gelinen noktada siz bir fark görüyor musunuz?