Devletleştirme Nedir, Nasıl Yapılır? (Uluslararası Tahkim Mahkemeleri Süreci) – Furkan Şahin
Geçmiş yazımızda, ‘Devletleştirmenin’ tarihsel ve yasal mevzuat sürecini incelemiştik. Bu yazımızda ise, CHP’nin ‘Devletleştirme’ söyleminin ardından, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Sizden bunu tahkim yoluyla söke söke alırlar.’ söyleminin tutarlılığını ve tahkim yasalarının nasıl çalıştığını incelemeye çalışacağız.
Uluslararası Tahkim Mahkemesi Nedir ve Nasıl Çalışır?
Uluslararası Tahkim Mahkemesi ile akıllara çoğunlukla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) gibi dünyada alanındaki tek bir mahkeme gelse de dünyada Uluslararası Tahkim Mahkemesi adında veya başka bir isimle bu alanda görev yapan tek bir mahkeme bulunmamaktadır. Uluslararası uyuşmazlıkları çözen tahkimler bir mahkeme değildir ve burada klasik anlamda bir yargılamadan bahsetmek mümkün değildir. Anlaşmazlık durumunda, alanında uzman kişilere başvurulmaktadır ve aradaki uyuşmazlığı onların çözmesi beklenmektedir.
Tahkime Hangi Şartlarda Kimler Başvurabilir?
Tahkim, özellikle ticari ve yatırım uyuşmazlıklarının çözümünde uygulanan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Tahkime başvurulabilmesi için ortada bir tahkim sözleşmesi ve en az iki tarafa ihtiyaç var. Bu taraflar gerçek kişi veya tüzel kişi olabilir. Taraflar ticari veya yatırım anlaşmaları yaparken ileride yaşanabilecek bir ihtilafın mahkeme yoluyla değil tahkim yoluyla çözülmesini istediklerini belirterek bir tahkim sözleşmesinde uzlaşırlar.
Tahkime başvurulabilmesi için en az iki tarafın kabul ettiği bir tahkim sözleşmesi olmalıdır. Bu; iki devlet arasında olabilir, sadece şirketler ve kişiler arasında olabilir ve de şirket ve devlet arasında olabilir.
Dünyada Öne Çıkan Tahkim Kurulları
Kurumsal tahkimlerin başında Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) bünyesinde faaliyet gösteren Tahkim Divanı gelmektedir. Bu kurum, Milletlerarası Tahkim Divanı adıyla faaliyet gösterir. Bunun dışında dünyada öne çıkan başlıca tahkim kurumları şunlardır: Dünya Bankası bünyesinde faaliyet gösteren Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıklarının Çözüm Merkezi (ICSID), Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi (LCIA), Stockholm Ticaret Odası Tahkim Enstitüsü, Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesi (ICAC), Avusturya Federal Ekonomi Odası Uluslararası Tahkim Merkezi (VIAC), Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü Tahkim Mahkemesi (WIPO) ve Spor Tahkim Mahkemesi (CAS).
Yazımızın bu bölümünde; ‘Yap-İşlet-Devret’ anlaşmaları gizli yapılsa da basında yer alan bilgilerden yola çıkarak, Türkiye’deki anlaşmalar için Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ni inceleyeceğiz.
Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi (LCIA)
5 Nisan 1883’te, Londra Şehri Ortak Konseyi Mahkemesi, yerel ve özellikle uluslararası ticari uyuşmazlıkların tahkimine yönelik bir mahkeme kurulması için öneriler hazırlamak üzere bir komite kurmuştur. Bu özelliğiyle, Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi, en eski tahkim mahkemelerinden birisi olma özelliğini de taşımaktadır.
Araç geçiş garantili Yap-İşlet-Devret uygulama sözleşmelerinin ve Kamu-Özel İşbirliği sözleşmelerinin “ticari sır” kapsamına alınarak, kamuoyundan gizlendiğini, kanunların satır aralarından ve basında çıkan haberlerden görmekteyiz. Bu sözleşmeler için herhangi bir uyuşmazlık oluşursa İngiliz yasaları ve Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi (LCIA) yetkili kılınacak ve Türk kanunları uygulanamayacaktır.
Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi Masrafları ve Süreleri:
Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesinde tahkim maliyeti genellikle aşağıdaki gibi bölünür:
Mahkeme ücretleri:
• hakemler tarafından ücretlendirilen saatlik ücretler (pound üzerinden)
• tahkim mahkemesinin sekreterinin hizmet masrafları (varsa); ve
• diğer ücretler (iptal ücretleri veya bir düzeltme muhtırası için).
İdari masraflar:
• tahkim talebinde bulunmak için kayıt ücreti (pound üzerinden)
• Sekreterliğin saatlik oranları; ve
• ek ücret 5% (toplam tahkim mahkemesi ücretlerinin yüzdesi.)
Mahkeme ve Sekreterlik hizmetleri saatlik bir sistem üzerinden ücretlendirilir. Bu, maliyetin belirli bir tahkim yargılamasında çalışmak için harcanan gerçek zamana dayanacağı anlamına gelir. Bu, büyük miktarda uyuşmazlığı içeren basit uyuşmazlıkların, daha küçük bir meblağa sahip benzer uyuşmazlıklardan daha pahalı olmayacağını garanti etmeyi amaçlamaktadır.
Belirli bir LCIA tahkiminin ücretlendirmesinin nasıl yapılacağını bilmek zor olsa da, Yunanistan-Yugoslavya İkili Yatırım Anlaşması, ortalama maliyetlerle ilgili istatistikleri gösterir. Burada; yasal ücretler ve uzman ücretleri bulunmamaktadır. Ortalama LCIA tahkimi 16 ay sürmektedir. (https://www.international-arbitration-attorney.com/tr/london-court-international-arbitration-lcia/)
Tablo: LCIA Tahkim Ortalama Ücreti
Kemal Kılıçdaroğlu 4 Mayıs 2021 tarihli konuşmasında; ‘’Yap-işlet-devret olan tüm projeleri kamulaştıracağız. Ama intikam duygusuyla değil. Maliyeti hesaplanacak, makul bir kâr eklenecek. ‘Al paranı’ diyeceğiz.’’ sözlerine yer vermişti. (https://t.co/7dboXFQ79b) Fakat, projelere verilen dolar ve Euro bazındaki garantiler ve de dolar ve Euro kurunun bu denli artışı göz önüne alındığında, buna kapitalist sistemdeki patronların kar hırsı eklendiğinde, firmaların tahkim hakkını kullanmayacaklarını söylemek yanlış olabilir.
Yukarıda da anlatıldığı gibi bir davanın ortalama 16 ayda sonuçlandığı göz önüne alındığında, bu durumda bazı ‘Yap-İşlet-Devret’ projelerinin süresi yeni iktidar gelene kadar bitecek veyahut iktidar değiştikten sonraki 16 aylık süreç içinde projelerin özel sektör işletmesi bitecek ve projeler devlete geçecektir. Bu yüzden, Millet İttifakı bileşenlerinin, bir araya gelerek bu projelerin maliyetini hesaplaması, buradaki hukuksuzlukları, kanunsuzlukları belirlemesi, bu şirketlerin AKP ile yakınlığını belgeleriyle ortaya koyması (Kemal Kılıçdaroğlu’nun 26 Ocak’ta Twitter hesabından paylaştığı, yolsuzluk olduğunu iddia ettiği ihale belgesi), ihalelere sürekli olarak neden bu yandaş firmaların katıldığını da belge ve kanunlarla ortaya dökmesi gerekmektedir. Bir sonraki yazımızda, ‘Yap-İşlet-Devret’ projeleri tek tek ele alınacak, buradaki garantiler ve işletim süreleri ışığında hangi projelerin devletleştirip hangi projelerin devletleştirilmeyeceği incelenecektir.
Furkan Şahin