Demokrasi ve SolDünya

Yeni Şili Cumhurbaşkanı Gabriel Boric’in Yemin Töreni Konuşması: Demokrasi Hepimiz Tarafından Beraber İnşa Edilir – Çeviri: Yusuf Can

Şili’nin yeni sosyalist cumhurbaşkanı Gabriel Boric, yemin töreni konuşmasında, Pinochet diktatörlüğünün yaşattığı dehşetini anarak “yoldaş Salvador Allende”yi selamladı ve toplumsal eşitsizlikle mücadele sözü verdi.

Şili’nin Yeni Cumhurbaşkanı Gabriel Boric’in Yemin Töreni konuşmasının Türkçe çevirisidir.

Şili Halkı: Bu öğleden sonra, ilk kez, Cumhuriyetin Başkanı, çok sevdiğimiz, büyük acılar çekmiş ve bize birçok sevinç yaşatmış bu ülkede yaşayan hepimizin başkanı olarak konuşuyorum.

Bana bu onuru verdiğiniz için hepinize ve ülkemizin dört bir yanında evlerinde bizi izleyenlere teşekkür ederim. Ayrıca aileme, kabinemize, ekiplerimize ve ayrıca kişisel olarak Irina’ya teşekkür ederim.

Görkemli sıradağlar ile büyülü okyanus arasında, çöl ile Antartika buzu arasında bir kıta çıkıntısında yer alan, çeşitli halklardan ve milletlerden oluşan Şili, halkının emeği ile zenginleştirilmiş ve dönüştürülmüştür.

İşte bu Şili’de, sadece birkaç yılda depremler, felaketler, krizler, çalkantılar, bir pandemi ve ülkemizde bir daha asla tekrarlanmayacak olan insan hakları ihlalleri yaşadı. Ama aynı Şili, her zaman silkelenip kendimize geldiğimiz, gözyaşlarımızı sildiğimiz, birlikte gülümsediğimiz, kollarımızı sıvadığımız ve yolumuza devam ettiğimiz yer. Şili halkı – biz her zaman yolumuza devam ederiz.

Bugün Anayasa Meydanından geçip Başkanlık Konutuna girerken hissettiğim duygu çok derin ve bunu sizinle paylaşmam gerekiyor. Siz bu sürecin bir parçasısınız; Şili halkı bu sürecin baş kahramanlarıdır. Seferberliğiniz olmasaydı burada olmazdık.

Ve şunu bilmenizi isterim ki biz burada sadece koltuk kapmak ve kendi aramızda teselli bulmak için değil, kendimizi bedenen ve ruhen ülkemizdeki yaşamı iyileştirmeye adamak için buradayız.

Yurttaşlar, size söylemek isterim ki, ülkemizde dolaşırken sizin yüzlerinizi gördüm: Bazıları refah devleti üzerinden kar elde etmeye karar verdiği için  emekli maaşları geçinmeye yetmeyen yaşlıların yüzlerini; hastalananların ve ailelerinin tedavilerini karşılayamayacak durumda olanların yüzlerini gördüm.

Borçlu öğrencilerin, kuraklık ve hırsızlık nedeniyle suyu olmayan köylülerin yüzlerini gördüm. Şili’nin her yerinde tanıştığım otizim spektrum bozukluğu olan çocuklarına bakan kadınların yüzlerini gördüm. Yatalak ailelerini, çaresiz bebeklerini gördüm. Kayıplarını aramaya devam eden aileleri, kayıplarını aramaktan vazgeçmeyeceğimiz aileleri gördüm.

Cinsel kimlikleri sebebiyle ayrımcılığa uğrayan, dışlananları gördüm. Ülkemizde kültüre yeterince değer verilmediği için emeğiyle geçimini sağlayamayan sanatçıları; Şili’nin gecekondu mahallelerinde onurlu barınma hakkı için savaşan toplumsal liderleri gördüm. Toprakları ellerinden alınmış olsa bile tarihleri ellerinden alınamamış yerlileri gördüm.

Boğulan orta sınıfın yüzlerini, SENAME’in [Ulusal Gençlik Bakım Servisi] çocuklarının yüzlerini; benim geldiğim Magallanes gibi ülkemizin en izole bölgelerinin yüzlerini; unutulmuş yoksulluk içinde yaşayanların yüzlerini gördüm.

Bizim taahhüdümüz Şili sokaklarında yüzlerini gördüğümüz insanlara.

Bugün büyük zorluklar ve büyük sorumluluklarla dolu bir döneme başlıyoruz. Ama sıfırdan başlamıyoruz. Şili’nin uzun bir tarihi var ve bugün, bu gün bizi bunun bir parçası yapıyor.

Şili Cumhuriyeti’nin Anayasal Başkanı olarak görevime başlamak, hepimizi aşan ama aynı zamanda vizyonumuza şekil, anlam ve yön veren bir tarihin parçası olmaktır.

Binlerce insan bizden önce bu yoldan geçitler – halk (milli) eğitiminin genişlemesini, ülkede ve evde kadınların ve farklı cinsel kimlikleri olan insanların aşamalı olarak tanınmasını, ülkenin demokratikleştirilmesini, sosyal hakların tanınmasını mümkün kılanlar bu yoldan geçtiler.

“Şili’nin bağımsızlığından söz eden Balmaceda ve Valentín Letelier’den alıntı yaparak ‘yönetmek eğitmektir ‘diyen Pedro Aguirre Cerda, bir zamanlar buradan, bugün size bahsettiğim bu yerden geçtiler.

Eduardo Frei Montalva ve onun politika programı, Yoldaş Salvador Allende ve bakırın millileştirilmesi, Patricio Aylwin ve demokrasinin geri kazanılması ve sosyal güvenlik için keşfedilmemiş yollar açan Michelle Bachelet de bu yoldan geçtiler.

Burada, zulme karşı çıkan, insan haklarını savunan, hakikat, adalet, tazminat ve tekrarlanmama garantisi talep eden kimliği belirsiz insanların da yankılarını duyuyoruz.

Buralarda feminist mücadaele ve eşitlik mücadelesi yankılanıyor. Bazıları, eğitim için La Moneda’nın etrafında bin sekiz yüz saat koşturmayı da hatırlayacaktır.

Ancak bu duvarlar aynı zamanda geçmişteki şiddet ve baskının dehşetlerine de tanık oldu – unutmadığımız ve unutmayacağımız dehşetlere. Bugün konuştuğumuz bu mekan daha önce bombalara tanıklık etti. Bu, tarihimizde bir daha asla tekrarlanamaz.

Bu saray, bu meydan, bu şehir, bu ülkenin hepsinin bir tarihi var ve biz de o tarihe borçluyuz. Bugün, insanların birlik içinde atılmaya karar verdiği zorlu değişim yolunda önemli bir gün. Ve burada bulunan ve evde izleyenlerin çoğuyla birlikte onurlu bir gelecek için birlikte yürüdüğümüz günler aklıma ve kalbime geliyor.

Nereye doğru yürüyüşe geçmiştik, yurttaşlar? Nereye doğru yürüyüşe geçmiştik?

Bu hükümet o yürüyüşün sonu olmayacak. Yürümeye devam edeceğiz ve yol kuşkusuz uzun ve zor olacak – ama bugün milyonlarca insanın hayalleri bizi itiyor ve toplumun talep ettiği değişiklikleri güvenli bir şekilde uygulamaya koymak için güç veriyor.

Şili halkı: Benim hayalim, görevimizi bitirdiğimizde – ve çoğul konuşuyorum, çünkü bu bireysel bir şey değil; bu benimle ilgili değil, insanların bu kolektif proje için bize verdiği yetkiyle ilgili – çocuklarımıza, kız kardeşlerimize, ebeveynlerimize, komşularımıza, büyükanne ve büyükbabalarımıza bakıp, bizi koruyan, hoş karşılayan, bizimle ilgilenen, haklarımızı garanti eden ve her birinizin toplumumuzun gelişimi için yaptığınız katkıları ve fedakarlıkları adil bir şekilde ödüllendiren bir ülkenin olduğunu hissedebilmek.

Yurttaşlar, Puchuncaví ve Coronel halkının geleceğe baktıklarında çocuklarının kirlilikle çevrili olarak büyümeyeceklerini bilmelerini istiyorum. Lota işçilerinin artık yoksulluk içinde yaşamaya devam etmemesini istiyorum.

Cardenal Caro ilindeki deniz yosunu hasatçıları ve zanaatkar balıkçı topluluklarının geleneksel faaliyetlerini sürdürmelerini ve Alto Hospicio’nun çocuklarının da onurlu bir şekilde barınma hakkına erişebileceklerini bilmelerini istiyorum.

Antofagasta, Maipú, Hualpén sakinlerinin işten döndüklerinde huzur içinde olmalarını ve aileleriyle birlikte yaşayacak zamanları olmasını istiyorum. Bu nedenle, kendimizi adadığımız gibi, kırk saatlik mesai haftasını yaygınlaştıracağız ve yerleştireceğiz.

Juan Fernández’in gençlerinin, o izole yerin, o adanın okuyabilecekleri düzgün bir okula sahip olmasını istiyorum.

Hedeflerimize ulaşmanın kolay olmayacağını, iç ve dış krizlerle karşılaşacağımızı, hatalar yapacağımızı, bu hataları alçakgönüllülükle telafi etmemiz gerektiğini, her zaman farklı düşünenleri dinlememiz gerektiğinii biliyoruz. 

Size zorlu ve son derece karmaşık zamanlar yaşayacağımızı söylemek istiyorum. Pandemi, uzun süre bizlerle olacak acılar ve can kayıplarıyla seyrine devam ediyor. Biliyorum ki hepiniz pandemi sonucu aramızdan ayrılan birini tanıyorsunuz.

Bir an için aramızdan ayrılanları düşünelim. Her ailenin gidenler ve dönmeyecekler için hissettiği acıyı bir düşünelim. Toplum olarak birbirimize sarılmalı, birbirimizi yeniden sevmeli, yeniden gülümsemeliyiz. Bu, konuşmaların ve yazılanların ötesindedir: bir halk olarak birbirimizi sevmek, birbirimize sahip çıkmek, birbirimize güvenmek, birbirimize destek olmak ne kadar da önemli. Komşumuza nasıl olduklarını soruyoruz, yanımızdaki işçiye destek oluyoruz, birbirimizi takdir ediyoruz, birlikte ilerliyoruz. İnşa etmemiz gereken şey bu, yurttaşlar.

Ekonominin hala sıkıntılı olduğunu, ülkenin tekrar ayağa kalkması ve büyümesi gerektiğini ve bu büyümenin meyvelerini adil bir şekilde dağıtılması gerektiğini de biliyoruz. Servet dağılımı olmadığında, servet sadece birkaç kişinin elinde toplandığında sonuç çok can yakıcı olur. Şili halkının ürettiği, ülkemizde yaşayanların ürettiği zenginliği yeniden dağıtmamız gerekiyor.

Tüm bu zorlukların yanı sıra, dünyanın birçok yerinde şiddetin ve savaşın da damgasını vurduğu uluslararası bir bağlamımız olduğunu biliyoruz. Bu konuda çok net olmak istiyorum: Şili, ülkemiz, her yerde ve onları ihlal eden hükümetin rengine bakılmaksızın her zaman insan haklarına saygıyı teşvik edecektir.

Şili’den, Latin Amerika’mızdan – çünkü biz derinden Latin Amerikalıyız ve komşu ülkelere uzaktan bakmayı bırakmanın zamanı geldi – değişen dünyada Küresel Güney’in sesinin bir kez daha duyulmasını sağlamak için çaba göstereceğiz.

Zorluklar çok fazla: iklim krizi, göç, ekonomik küreselleşme, enerji krizi, kadınlara ve LGBT bireylere yönelik devam eden şiddet. Bugün diğer ülkelerin başkanlarıyla konuştuğumuz gibi, kardeş halklarımızla birlikte çalışmalıyız. Birbirimize bir daha asla tepeden bakmayalım; bir daha asla birbirimize güvensizlikle bakmayalım – bunun yerine birlikte ilerlemek için Latin Amerika’da ortaklaşa çalışalım.

Yurttaşlar olarak, kendimizi hiçbir güce tabi kılmadan, uluslararası düzeyde bağımsızlığımızı koruyarak, her zaman halklar arasında koordinasyon ve işbirliği için çabalayacağız.

Şili’nin başkanı olarak kabinemizin ve ekiplerimizin sorunları görmezden gelmeyeceğini bilmenizi istiyorum. Açıklayacağız; Sizinle kararlarımızın nedenleri hakkında konuşacağız, böylece siz de çözümlerin bir parçası olabilirsiniz. Bu, yetkililerle olan ilişkimizi değiştirmeyi gerektiriyor. Yetkililer ulaşılmaz olamaz – bakanların sahada, sokakta, halkla birlikte olmasını istiyoruz. Bir proje açılışı için sadece birkaç saat süren bölge ziyaretleri yapmak istemiyoruz. Dinlemek istiyoruz, saklanmak değil.

Bu sürecin karşılıklı işlemesi önemli. Bununla ne demek istiyorum? Yetkili makamlarla olan ilişkinin karşılıklı alışverişe dayanması gerekiyor; birlikte çalışmamız ve vatandaş olmamız gerekiyor; ve bu yönetimin halkın yönetimi, tüm Şili halkının hükümeti olması gerekiyor.

Bunun için hepimizin birbirimize, hükümete ve muhalefete, kurumlara ve sivil topluma, toplumsal hareketlere ihtiyacı olacak. Siyasi tabanı Apruebo Dignidad olan hükümetimiz; Bunun için çok çalışan yoldaşlarımızı ve Convergencia Progresista partilerini de selamlıyorum.

Bilinmesini isterim ki bu hükümetimizin sınırı destekçileriyle bitmez. Tüm Şili halkının başkanı olacağım ve her zaman bizden farklı düşünenlerin yapıcı eleştirilerini ve önerilerini dinleyeceğim – her zaman özgürlük ve muhalefet hakkı garanti altında olacak.

Daha önce de söylediğim gibi, uzaklarda, kayıp bir bölgede bir okul işgalinde seferberliklerin sıcağında doğan sözleri tekrarlıyorum: bugün buradayız, ama nereden geldiğimizi unutmayız.

Uzağa gittiğimiz için yavaş gidiyoruz ama yalnız değiliz; bugün bu meydanda bizimle olan erkek, kadın, erkek ve kız çocukları; evlerinizdeki ekranlarınız aracılığıyla; belki cep telefonunuzda, otobüste; ya da yurtdışından bizi takip eden ve sevgili Şili’lerini özleyenler – dediğim gibi, bu sürecin aktif bir parçası olmanız çok önemli,  çünkü bunu tek başımıza yapamayız.

Buradan hepinize bu görevde bir araya gelmeniz için bir çağrı yapmak istiyorum. Umut yolunda birlikte yürüyelim ve haysiyetli ve adil bir ülke için değişimi hep birlikte inşa edelim. Haysiyet – ne güzel bir kelime. Kalıcı değişimlerin bilgi birikimine dayalı ve büyük çoğunluk tarafından desteklenen değişimler olduğunu bilenlerin bilgeliği ile adım adım inşa edeceğiz.

Belirttiğim gibi, pandeminin sağlık sistemi üzerinde, bizi koruyan ve kollayan işçiler üzerinde, ailelerde çok fazla ıstırap yaratan bekleme listelerinde yarattığı etkilere özellikle dikkat edeceğiz.

Son hükümetin başarılı aşılama stratejisini sürdüreceğiz, sağlığı her zaman birinci öncelik haline getireceğiz. Akıl sağlığı sorunlarının sonuçlarıyla başa çıkmak için özel bir strateji de uygulayacağız çünkü akıl sağlığı da önemlidir.

Okulları kapatma ihtiyacının bir sonucu olarak büyük bir aksamanın olduğu eğitime özellikle odaklanacağız. Çocuklarımızın tekrar bir araya gelebilmesi için okulları yeniden açmalıyız ve elbette bunu mümkün kılmak için tüm güvenlik önlemlerini almalıyız.

Yapısal eşitsizlikleri yeniden üretmeyen bir toparlanma için ekonomimizin konsolidasyonunu sağlayacağız. Sürdürülebilir, fedakarlık bölgeleri olmayan bir büyümeye ihtiyacımız var – ve bundan devlet de sorumlu.

Değer yaratan küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeniden büyümesini istiyoruz. Bu kadar haksız yere gerçekleşen ve halkımızı haklı olarak çileden çıkaran suistimallere bir son vermek istiyoruz ve onurlu istihdamla ilgili geçmişteki iyi fikirlerin peşinden gitmek istiyoruz.

Ayrıca bugün milyonlarca Şililinin korku içinde yaşadığının da farkındayız ve bunu görmemezlikten gelemeyiz. Suç sorununu kökünde yatan toplumsal eşitsizlikle mücadele ederek, polisin en çok ihtiyaç duyulan yerlerde bulunmasını sağlayacak şekilde reforme ederek, soruşturmaların etkinliğini artırarak ve mahallelerimizi yok eden uyuşturucu kaçakçılığı örgütleri gibi  suç unsuruna odaklanarak çözeceğiz. Suçu sıradanlaştıranlara ve cezasız kalabileceklerine inananlara bir mesajım var: Onları toplumla karşı karşıya getireceğiz.

Toplumsal ayaklanmanın bıraktığı yaraları da onarmamız gerekiyor. Bu nedenle, Şili halkı olarak yeniden bir araya gelmemiz gerektiğine inandığımız için, devletin İç Güvenlik Yasası’na dayanılarak [2019 ayaklanmasından sonra siyasi tutsaklara karşı] açılan davaları dün geri çektik. Bunun üzerinde yoğun bir şekilde çalışacağız; Bunu mahkumların aileleriyle de konuştuk.

Yurttaşlar, Kuzey’de ve Güney’de büyük zorluklarla karşılaşacağımızı da biliyoruz. Kuzeyde, göç krizi nedeniyle, sınırlarımızın kontrolünü yeniden ele alacağız ve kardeş ülkelerimizle birlikte binlerce insanın göçünün neden olduğu zorlukları toplu olarak ele alacağız. Lütfen, insan olduğumuzu asla unutmayalım.

Colchane, Iquique, Antofagasta, San Pedro halklarına yalnız olmayacaklarını söylemek istiyorum; Arica halkın da.

Güneyde de bir sorunumuz var. Geçmişte, Araucanía’nın pasifleştirilmesi olarak konuşuldu – kaba ve haksız bir terim. Daha sonra, bazı insanlar buna Mapuche çatışması adını verdi. Bu Mapuçe çatışması değil: Şili devleti ile var olma hakkına sahip bir halk arasındaki çatışmadır. Orada çözüm şiddet değildir ve olmayacaktır.

Onca yıllık suistimal ve mülksüzleştirmeden sonra güveni yeniden inşa etmek için yorulmadan çalışacağız. Tüm bunların ima ettiği şeylerle birlikte bir halkın varlığının tanınması hedefimiz olacak ve yolumuz diyalog, barış, hakların tesisi ve tüm mağdurlarla – evet, tüm mağdurlarla empati kurmak olacaktır. Mütekabiliyeti geliştirelim, birbirimizi düşman olarak görmeyelim. Yeniden bir araya gelmeliyiz.

Hükümetimizin bu ilk yılında, uğrunda çok mücadele ettiğimiz anayasal süreci destekleme görevini de üstlendik. Anayasal kongrenin çalışmalarını yürekten destekleyeceğiz. Bizi birleştiren, kendimizin olduğunu düşündüğümüz bir Anayasaya ihtiyacımız var. Diktatörlüğün kan, ateş ve dolandırıcılık tarafından dayatılandan farklı olarak, yerli halkların katılımıyla eşitlik temelinde demokrasiden doğan bir Anayasa; bugüne ve geleceğe yönelik bir Anayasa; Sadece bir kaç kişi için değil, hepimiz için olan bir Anayasa.

Sizi, iyi niyetle, birbirinizi karikatürleştirmeden dinlemeye davet ediyorum. Bunu her yönden ciddiye alalım. Kendimize de söylüyorum: İyi niyetle dinleyelim ki [yeni Anayasa için] çıkış referandumu bir ayrılık noktası değil bir buluşma noktası olsun ve burada halkla birlikte, Şili tarihinde ilk kez, tüm halklarımızın katılımıyla demokratik, eşit bir Anayasaya imza atalım. 

Şili halkı: dünya bizi izliyor. Şili’de olanları umutla izlediklerine eminim.

Daha adil bir toplumun inşasına alçakgönüllülükle katkıda bulunma fırsatımız var ve muazzam bir halk çoğunluğu tarafından kararlaştırılan bu demokratik sürecin hakkını vereceğimizden eminim. Seçimlerdeki birlikteliği tekrarlayalım.

Ülkemizin sevgili sakinleri: Bugün bana emanet ettiğiniz görevi alçakgönüllülükle ve zorlukların bilincinde olarak kabul ediyorum. Bunu, ancak daha onurlu bir toplumun kolektif inşasında herkes için daha iyi bir yaşam bulabileceğimiz inancıyla yapıyorum. Şili’de kimse fuzuli değildir. Demokrasi hepimiz tarafından birlikte inşa edilir ve hayalini kurduğumuz hayat ancak bir arada yaşama, diyalog, demokrasi ve işbirliğinden doğar, birilerini dışlayarak değil.

Dört yıl sonra Şili halkının bizi sözlerimizle değil eylemlerimizle yargılayacağını ve eski bir şairin dediği gibi “sıfatın hayat vermediğinde öldürdüğünü” biliyorum. Bugün konuşmak gerekliydi; yarın ise hep birlikte işe koyulmalıyız.

Salvador Allende’nin neredeyse elli yıl önce öngördüğü gibi, daha iyi bir toplum inşa etmek için özgür erkeğin ve özgür kadının yürüyebileceği geniş yolları açan yurttaşlar olarak bir kez daha buradayız.

Devam ediyoruz. Yaşasın Şili!

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu