Türkiye Solu’nun Kayıp Enternasyonal’i: Kıbrıs Solu ve CTP -Ozan Şahin
“Biz birbirimizi sokakta bulmadık.” – Naci Talat
Türkiye AKP döneminde dünyayla olan bağlantılarını sistematik bir şekilde kaybetti. Bu kayıptan Türkiye’nin muhalefeti de nasibini aldı. Türkiye’nin uluslararası tartışmalardan ve gerçekliklerden kopması da Türkiye’nin ilerici ve sol muhalefetini, AKP-MHP’nin giderek yükselen radikal / marjinal milliyetçiliğine teslim olmasının da önünü açtı. Dünya üzerindeki bütün tartışmaların, AKP’nin çizdiği banal milliyetçilik içine çakılı kalmasının da etkilerini bu sorunlara alternatif üretememe noktasında görüyoruz. Bu sorunlardan en önemli olanların başında Kıbrıs sorunu gelmekte. Bugün çok dar bir alanda yorumlamaya ve çözüm üretmeye çalıştığımız Kıbrıs Sorunu, Ersin Tatar-UBP oligarşisi tarafından KKTC’de anayasanın tanınmadığı, işsizliğin artığı, sosyal kırılmaların yaşandığı bir noktaya doğru eğrilmekte. Ben işte bu noktada Kıbrıs’ın merkez sol partisinin yıllardan beri mücadele etmek zorunda kaldığı ve Türkiye’nin bu enternasyonal bağlantılı alanını hatırlamanın hem Kıbrıs’ta tarafları anlamada iyi olabileceğini hem de Türkiye’ye bazı gerçekleri hatırlamada faydalı olabileceğini düşünüyorum.
Bu noktada profilimiz Ahmet Mithat Berberoğlu ve Cumhuriyetçi Türk Partisi. Hikayeye başlayalım…
1960’lı yıllar. Kıbrıs Cumhuriyeti. O yıl ülke çapında gerçekleştirilen seçimlere Girne’den bir milletvekili seçilir. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirmiş, daha sonrasında Kıbrıs Türkleri’ni hem ulusal hem uluslararası arenada temsil eden heyetlerde çeşitli görev almış bu 40’lı yaşlarında genç milletvekilinin adı, daha sonrasında Kıbrıs siyasetinde çok duyulacağı üzere Ahmet Mithat Berberoğlu’dur.
Berberoğlu, seçildiğini takip eden üç yıl boyunca mecliste çeşitli komisyonlarda görev aldı. 1963 olaylarından sonra dört yıl boyunca genel komite üyesi olarak hizmet etti. 1968 yılında “Kurulacak Olan Siyasi Partinin Ön Çalışma ve Araştırma Merkezi” tabelasını yol arkadaşları ile astığı bir ofiste bugün Kıbrıs Siyasetinde adını sıkça duyduğumuz CTP’nin kuruluş çalışmalarını başlattı. CTP kuruluş döneminden bu yana AKEL ile de çalışmalarını ve işbirliğini de sürdürmekten geri kalmadı.
Kıbrıs Siyasetinin çalkantılı, sancılı, geriliminin tırmandığı yıllarda Berberoğlu ve beraberindeki 11 arkadaşı ile Cumhuriyetçi Türk Partisi’ni kurar. Adadaki Türklerin yıllardır süren emek, özgürlük ve barış mücadelesinden doğan CTP, Kıbrıs Siyasetine hızlı bir giriş yapar.
1973 yılında gerçekleştirilen Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı seçimlerinde CTP sol bir program ile adayı, kurucusu Berberoğlu adına inanılmaz başarılı bir seçim kampanyası sürdürdü. Bu seçim sürecinde partinin sol programı yüzünden adanın statükosunca yapılan baskılar, kanunsuzluklar ve en nihayetinde Berberoğlu’nun evinde göz hapsine alınması karşısında, CTP Genel İdare Kurulu ile Seçim Kurulunun yaptığı ortak toplantıda alınan karara göre, oy verme gününden 48 saat önce 16 Şubat 1973’te seçimden geri çekildi ve aynı gün öğleye doğru diğer aday (Rauf Raif Denktaş) Cumhurbaşkanı Yardımcısı ilan edildi.
1973 yılında adada anayasal düzenin ortadan kalkmasından dolayı garantör ülke konumunda olan Türkiye’nin anayasal düzeni tesis etmek, faşist cunta rejimini ortadan kaldırmak için başlattığı Barış Harekâtından sonra oluşturulan Kurucu Meclise Kıbrıs Türk Barosunun temsilcisi olarak Ahmet Mithat Berberoğlu dolayısı ile CTP katılmış oldu.
1976 ve 81 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti’nde gerçekleşen seçimlerde üçüncü parti konumundadır CTP. 1985 seçimlerinde ise Kuzey’in en büyük ikinci partisidir. 1990 yılında Demokratik Mücadele Partisi çatısı adı altında seçimlere giren CTP, anti-demokratik uygulamalar, oy pusulalarının çöplerden yakılmış şekilde çıkması gibi sebeplerden meclis çalışmalarını boykot etti. Gelinen ortamda 1993 erken seçimleri kaçınılmaz olmuştu. 1993 seçimleri ve süreci CTP için ciddi değişimlere gebe olacaktı.
1993 seçimleri CTP’nin 3 vekil kaybetmesine rağmen Demokrat Parti ile beş bakanlıkla temsil edilecek şekilde hükümet kurma fırsatını yakaladığı seçim oldu. 1993 seçimlerini takip eden ’94 yerel seçimlerinde CTP oy oranını önemli ölçüde artırarak ilk defa Girne ve Mağusa belediyelerini kazandı. Hükümet döneminde yaşanan elektrik sıkıntılarından dolayı CTP’nin oy oranı 1995 seçimlerinde %19’a kadar geriledi. Tüm bu süreçte CTP’nin genel başkanı olan Özker Özgür’ün önce bakanlık sonra parti görevlerinden ayrılması ile 1996 olağanüstü kurultayı gerçekleşti.
1996 Kurultayı’nda Mehmet Ali Talat partinin genel başkanı oldu. Bu süreçte parti hızlı bir şekilde tüzük-program kurultayı düzenledi. Bu kurultayda tüzüğündeki “emekçi halkın kitle partisi” ibaresini “sosyalist” olarak değiştirdi. Özker Özgür yönetimi ile yaşanan ayrılıklar sonucu CTP’den ayrılan bir grup Yurtsever Birlik Hareketi’ni kurdu ve bu ayrılık 1998 seçimlerinde CTP’ye epey pahalıya patladı. Belediyelerini kaybetmekle beraber mecliste yıllardan beri solun büyük partisi olan CTP, bu makamını TKP’ye kaptırmıştı.
CTP 2002 seçimlerine daha hazırlıklı girdi. CTP bu dönemde Kıbrıslı Türkler ‘in Rum tarafıyla birlikte eşzamanlı AB üyesi olmasını savundu. Haziran 2002 seçimlerinde “Çözüm Kapıda, Açın!”, “Avrupa Kapıda, Açın!” sloganları ile ön plana çıktı. Yeniden ikinci partilerdi. Tarihlerinde ilk defa Lefkoşa’yı kazanmışlardı. CTP sonraki yıllarda Annan Planı’na tam destek belirtti. 2003 seçimlerine hazırlanırken Annan Planı temelinde bir çözüme ulaşmak için listelerini merkez sağ, sosyal-demokrat ve liberal kesimlere açarak CTP-Birleşik Güçler adını aldı. Uluslararası temsilde eşitlik ile hamasetten uzak çözümden yana oldular. Aralık 2003’te yapılan seçimlere “Avrupa Evet”, “Ortak Görüş: Tek İktidar” ve “Talat Görüşmeci” gibi kampanyalarla CTP-BG nihayet birinci parti çıktı ve mecliste 19 milletvekiliyle yer aldı. Ocak 2004’te Demokrat Parti ile koalisyon hükûmetini kuran CTP, bu hükûmette başbakanlık ve 5 ayrı bakanlıkla temsil edildi.
Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin varlığı elbette KKTC’nin durumundan dolayı olası iktidar koşullarında Türkiye ile bir iş birliğinden daha fazlasını zorunlu kılıyor. Fakat bu zorunluluğu da kırmak, Kıbrıs Türkleri’ni izolasyondan korumak isteyen Türkiye’nin ilerici ve sol fikirlerine bağlı insanlar tarafından, CTP’nin tarihindeki bu sol ve bizim kaybettiğimiz veya hiç erişemediğimiz enternasyonal kültür tarafını öğrenmekten geçiyor.
Birlik, Mücadele, Dayanışma ile…