Anayasa Erdoğan’ın Aklına Neden Ormanlar Yanınca Geldi? – Furkan Şahin
Anayasa; devletin kuruluşunu, örgütlenişini, kişilerin devletle ilişkilerini düzenleyen temel bir yasadır. Anayasa, ‘yediğimiz ekmek, içtiğimiz su ve soluduğumuz hava’ kadar önemlidir. Bu benzetme, mecazi anlamlar taşısa da aslında hepsi gerçektir ve bu gerçekliği AKP iktidarı döneminde tek tek tecrübe ettik. Şimdilerde en çok gündemde olan konu ise yangınlar ve yangından etkilenen ormanlık arazinin tekrardan ağaçlandırılıp ağaçlandırılmayacağı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise gelen tepkiler üzerine 31 Temmuz 2021 tarihinde bu konuya ilişkin şu sözleri dile getirdi: “Anayasamızın 169. maddesine göre, yanan alanlar başka amaçla kullanılamaz ve tekrar ağaçlandırılır. Türkiye’nin orman varlığını artırmış bir yönetim olarak elbette yanan her yeri daha fazlasıyla tekrar ağaçlandırmak en başta gelen görevimizdir.’’ Ve Anayasa, sonunda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının aklına gelebildi; Ama bu söz ne kadar gerçekçiydi?
AKP iktidarı, Anayasa ile konulan kuralları her koşulda çiğneyebildiği için, bu sözler insanlara asla güven vermedi. Henüz birkaç ay önce, Anayasa 90 ve 104. Maddelere aykırı olarak İstanbul Sözleşmesi bir gecede Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedilmişti. Keza içki satışı yasaklandığında ve bu yasaklamanın sadece kanunla yapılacağı ortadayken COVID-19 genelgeleriyle Anayasanın 14.maddesi ihlal edildiğinde Cumhurbaşkanı için Anayasa bir anlam ifade etmiyordu. 4 Mayıs 2021 tarihli ‘Market Tedbirleri Genelgesi’ ile temel ihtiyaçların ne olabileceğine karar verilmiş ve insanların alacağı ürünler sınırlanmıştı. Bu uygulama, Anayasa madde 13’e aykırıyken Cumhurbaşkanı yine Anayasaya bağlılığı görmezden gelmişti. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün polislerin vatandaşa kötü muamelelerinin görüntüsünün alınmasını yasaklayan genelgesi yayımlandığında, Cumhurbaşkanı için Anayasa yine ortada yoktu. Oysa bu genelge de Anayasa madde 26 ve 28’e aykırıydı. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, kayyum rektörün rektörlükten alınması için, Anayasa 34’e göre yürüyüş ve gösteri haklarını kullanırken gözaltına alınıp tutuklanıyorlardı. Fakat burada da Anayasadan bahseden bir Cumhurbaşkanı ortada yoktu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a ilişkin “Tutukluluğu sonlandırın” kararıyla ilgili AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘’AİHM kararı bizi bağlamaz.’’ demişti ama cumhurbaşkanının bu sözü de Anayasa madde 90’a aykırıydı. Cumhurbaşkanı, TBMM’de tarafsız olacağına dair yemin ederken de partisinin genel başkanı olma sıfatından vazgeçemediği için Anayasa madde 103’ü çiğniyordu,bu yeminden sonra da Cumhurbaşkanı için Anayasa’nın bir hükmü yoktu. TBMM’de yapılan bütçe görüşmelerine Cumhurbaşkanı yerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın gelmesi ve bütçe sunumunu yapması Anayasa madde 161/3’e aykırıydı.
Şimdi tüm bu örnekleri yaşayan halkın karşısında ormanlar yanınca Anayasaya sarılan ve 169.maddeden bahseden bir Cumhurbaşkanı var. Bunun nedeni ise toplumsal muhalefetti. ‘Twitter Asliye Hukuk Mahkemesi’ yine harekete geçmişti. Yangınlarından etkilenen ormanlık alanların imara açılacağı geçmiş tecrübelere ve AKP’nin inşaat temelli büyüme politikasına bakılarak yayılmıştı. Buradan sonra artık Anayasa madde 169 ile alakalı çokça paylaşımda bulunulmuştu. İşte bu toplumsal muhalefet, Erdoğan’ı, Anayasa maddesini söylemek durumunda bırakmıştı; hem de sadece bir kez değil, iki kez.
Hep Anayasadan bahsettiğim için beni bir hukuk fakültesi öğrencisi zannedebilirsiniz; fakat durum öyle değil. Ben bir siyaset bilimi öğrencisiyim. Mezun olmama rağmen öğrencisiyim diyorum, çünkü okuldaki ilk dersimizde hocamız bizlere; ‘‘Bir siyaset bilimi öğrencisi ölene dek öğrenci kalır.’’ demişti. Anayasa maddelerinin çoğunu internetten sizler de bulabilirsiniz, bu yüzden de sadece maddeleri yazdım, açıklamaları yazmadım; çünkü okuyucunun açıp o maddelere bakmasını istiyorum. Çünkü Anayasayı herkes bilirse, sesimiz daha gür çıkacak. Yasak getirildiği zaman; “Hayır, bu Anayasaya aykırı!” diyebileceğiz ve sadece kulaktan dolma bir biçimde “Anayasaya aykırı işte kardeşim!” demeyeceğiz.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Muğla Milas’ta bir kadın tarafından protesto edilmişti. Hakaret etmeden, argo sözcükler kullanmadan “Hükümet İstifa!” demişti ama aynı kadın apar topar gözaltına alındı. Bunun üzerine Twitter’da bir hesap ise; “Protesto etmek anayasal bir haktır, yani öyle olduğu söylenir.’’ tweetini atarak kinayeli bir biçimde Anayasadan bahsetmişti. (https://twitter.com/cenkbeg/status/1423619298690543620?s=20).
Anayasayı daha iyi öğrendiğimiz zaman, gerektiğinde toplumsal muhalefet harekete geçecek ve her platformda bilinçli bir biçimde Anayasal haklarını savunabilecektir. Anayasayı daha iyi öğrendiğimiz zaman içki yasağı için tekel bayiine gelen bir polis memuruna; ‘Bu olay, Anayasaya aykırı!’ deyip o tebligatı imzalamayacağız. Polis memuru da bize; “Ama, haberlerde yasak olduğu söylendi.” diyemeyecek. Tüm bunlar olduktan sonra da Anayasa Cumhurbaşkanının aklına sadece bir olayla gelmeyecek. Bunun için çözüm önerisi ise, ilkokuldan itibaren öğrencilere haftada 1 saat olmak koşuluyla Anayasayı madde madde öğretmektir. Böylece sadece hukuk fakültesi öğrencileri değil, tüm halk Anayasayı öğrenmiş olacak ve haklarını savunabilecektir. Anayasanın bir maddesini bilerek oluşan bu toplumsal muhalefeti, Anayasanın tüm maddelerini ezbere bilirken görelim.
Furkan ŞAHİN
Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler mezunu – Siyasi Danışman