Demokrasi ve SolDünyaToplum ve SiyasetToplumsal AdaletToplumsal CinsiyetYaşam Tarzı

Pakistan’a “Aurat Baharı” Gelir mi? – Yepisyeni Türkiye


Pakistan ya tam bir toplumsal çöküşün eşiğinde, ya da sosyalist feminist bir devrimin primordial çorbası olmuş durumda. Aurat March liderliğindeki kadın hareketleri ve onların arkasında yükselen öğrenci protestoları, toplumsal değişim için her an sönebilecek bir kıvılcım teşkil ediyor. Başkan İmran Khan, Çin ve Rusya ile ittifaklar kurarak Batı’ya stratejik bağımlılıktan kurtulmaya çalıştı diye, Bizans tekfuru estetiğine sahip zindanlara kapatılıyor. Ordu ise hepsini ABD’nin neoliberal kukla hükümeti lehine bastırmak istiyor. Öyle ya da böyle, Pakistan tarihinin kritik bir anında. Eğer bu bağlamı etraflıca anlamak istiyorsanız, düşün peşime:

1- Emperyalist Müdahale: ABD’nin Imran Khan’ın Görevden Alınmasına Desteği

Imran Khan’ın Nisan 2022’de güven oylaması sonucunda düşürülmesi, ABD’nin desteğiyle gerçekleştirilen bir rejim değişikliği olarak değerlendiriliyor. Jeffrey D. Sachs, bu durumu, Khan’ın ABD’ye meydan okumasının ABD tarafından kabul edilemez bulunması ve Pakistan’ı tekrar ABD kontrolüne alma çabasının bir parçası olarak açıklıyor. [1]

Imran Khan, Pakistan Tehreek-e-Insaf (PTI) partisiyle 2018 genel seçimlerinde %31.8 oy alarak başbakanlık koltuğuna oturdu. PTI, yolsuzlukla mücadele, ekonomik reformlar ve sosyal adalet vaatleriyle halkın desteğini kazanmıştı. Khan yönetimi altında, Çin ile stratejik ortaklıklar geliştirildi. Özellikle yaklaşık 62 milyar dolarlık bir yatırım projesi olan China-Pakistan Economic Corridor (CPEC), altyapı, enerji ve sanayi alanlarında önemli projeleri içeriyordu ve Pakistan’ın GSYİH’sine %2.5 oranında katkı sağlaması bekleniyordu.

Ayrıca, Khan’ın Şubat 2022’de Rusya’yı ziyaret ederek enerji ve savunma alanlarında işbirliği görüşmeleri yapması, Ukrayna işgaline karşı tarafsız kalma kararlılığı ve Çin’le işbirliği konusundaki açıklamaları, Batı’nın Pakistan üzerindeki kontrolünü zayıflatma potansiyeline sahipti. Bu adımlar, ABD’nin Pakistan’ı bir tehdit olarak görmesine ve Khan’ın devrilmesini desteklemesine neden oldu. ABD’li diplomat Donald Lu’nun Pakistanlı bir yetkiliyle yaptığı görüşmelerin sızdırılması, ABD’nin Pakistan’daki bu sürece müdahil olduğunu daha da belirgin hale getirdi. Bu görüşmelerde, Pakistan’ın tarafsız tutumunun kabul edilemez olduğu ve Khan’ın görevden alınmasının ABD ile ilişkileri düzelteceği ifade ediliyordu.

2- Cunta Değil Ama Cuntamsı: PML-N, PPP ve Ordu

Imran Khan’ın görevden alınmasının ardından, ABD onaylı bir koalisyon kuruldu. Ortaklardan biri neoliberal siyasal İslamcı olan Pakistan Müslüman Ligi-Nawaz (PML-N) partisiydi. Diğeri ise Zülfikar Bhutto döneminde seküler ve sosyalist bir parti olarak kurulan, ancak kızı Benazir Bhutto döneminde seküler ve neoliberal olan Pakistan Halk Partisi (PPP) (Bangladeş’in Awami League partisi de aynı böyle bu arada) ise diğer ortak oldu. Bu koalisyonun başa geçmesi ile, vaadedilen IMF müzakereleri Pakistan’a bahşedildi ve yeni hükümet Pakistan’dan Khan’ın günahlarını tahsil etmeye başladı.

Khan’ın görevden alınmasına giden süreçte, Pakistan Ordusu’nun ABD ile Afgan mücahitleri desteklediği Operation Cyclone zamanlarından beri askeri yardımlarla canlı tutulmuş bağları önemli bir rol oynadı. New Lines Institute, bu durumu, ABD’nin bölgedeki çıkarlarıyla uyumlu bir rejimin yeniden inşası olarak açıkça yazdı. [2]

Yeni hükümet, ABD ile terörle mücadelede işbirliğini artırma sözü vermiş ve bölgedeki ABD çıkarlarını daha fazla koruyacağı sinyallerini vermişti. Bu yaklaşım, Imran Khan döneminde zayıflayan Pakistan-ABD ilişkilerinin tamir edilmesine zemin hazırladı. Böylelikle, Pakistan’ın askeri ve siyasi elitleri ABD ile daha fazla uyumlu bir pozisyon benimseyerek, ABD’nin bölgedeki stratejik çıkarlarını desteklemeyi sürdürdü.

Böylelikle en geniş tabanı olan parti PTI, lideri İmran Khan ve destekçileri yeni iktidarın acı gazabı ile karşılaştı. Eski Başbakan İmran Khan’ın Nisan 2022’de görevden alınmasının ardından yeni hükümet, muhalefete yönelik sert önlemler aldı. Ağustos 2023’te tutuklanan Khan, Adiala Hapishanesi’nde tecrit hücresine konuldu ve bu durumu oldukça zorlayıcı olarak tanımladı. Hükümet, kendisine uygun imkânlar sağlandığını iddia etse de, Khan avukatlarına erişiminin engellendiğini ve temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını bildirdi [3].

Khan’ın tutuklanmasının ardından, Pakistan genelinde geniş çaplı protestolar patlak verdi. Bu gösterileri bastırmak için ordu, büyük şehirlerde konuşlandırıldı ve kalabalığı dağıtmak için güç kullanıldı. Bu müdahaleler sırasında birçok kişi gözaltına alındı ve insan hakları ihlalleri rapor edildi [4].

Özellikle, Khan’ın partisi Pakistan Tehreek-e-Insaf (PTI) ile bağlantılı kadınlar hedef alındı. Kadın aktivistler, keyfi gözaltılar, polis tacizi ve siyasi katılımlarının engellenmesi gibi baskılara maruz kaldıklarını iddia ettiler. [5]

3- PTI ve Kadın Hakları Üzerindeki Etkisi

Heyhat PTI’ın kendi sicili de kadın hakları konusunda pek parlak değil ve bu nedenle feminist gruplar PTI kadınlarının gördüğü baskıya çok da fazla ses çıkarmıyor.

PTI 2014 yılından itibaren Pakistan siyasetinde önemli bir rol oynadı ve 2018’deki seçim zaferiyle ülkenin en güçlü partilerinden biri haline geldi. İktidara gelmeden önce PTI, reformcu ve sosyal adalet odaklı bir parti olarak kendini tanıttı; kadınların iş gücüne katılımını artırma ve eğitime erişimini genişletme gibi vaatlerde bulundu. Ancak muhafazakar tabanı ürkütmemek için feminizmi İslam ile bağdaştırarak sunmalı işlere giriştiler.

PTI’nin 2018’de iktidara gelmesiyle birlikte kadın hakları konusunda çeşitli reformlar yapılacağı yönünde beklentiler oluşmuştu. Ancak, bu süreçte ekonomik reformların baskın hale gelmesi ve dini grupların artan etkisi, kadın hakları alanında beklenen ilerlemelerin kısıtlanmasına neden oldu. Örneğin, PTI’nin “Ehsas Programı” gibi sosyal refah projeleri kadınları desteklemeyi amaçlasa da, bu projeler, kadına yönelik şiddeti azaltma ya da kadınların siyasi temsiliyetini artırma gibi alanlarda beklenen sonuçları tam anlamıyla sağlayamadı. [9]

PTI hükümeti döneminde, kadın hakları savunucuları sık sık baskı ve saldırılarla karşı karşıya kalmıştır. Örneğin, 2020’deki Aurat March protestolarında kadın hakları savunucularına yönelik taşlı saldırılar ve tehditler, PTI’nin bu konulardaki zayıf tavrını ortaya koymuştur. [5]

PTI hükümeti döneminde kadınlara yönelik şiddet vakalarında artış yaşanmış ve aile içi şiddetle mücadele yasalarının uygulanmasında yetersizlikler görülmüştür. PTI, cinsel saldırılar ve kadına yönelik şiddet vakalarında daha sert yasaların çıkarılacağı sözünü vermiş olsa da, uygulamada bu yasaların tam olarak hayata geçirilememesi, kadın hakları savunucuları tarafından eleştirildi. Özellikle kırsal bölgelerde, kadınların adalete erişiminde ciddi engeller devam etti. Bütün bunlar, PTI’ın en büyük politik grup olmasına karşın, iktidar baskıları karşısında yalnız kalmasına yol açtı. PTI yalnız dev oldu.

4- Bardağı Taşıran Damla

Lahoe kentinde, bir kadın öğrencinin, okuduğu üniversite kampüsünde tecavüze uğradığının iddia edilmesi, adalet talep eden öğrencileri sokağa döktü. Olayın yaşandığı Punjab Kolejleri Grubu’nun yönetimi, başlangıçta saldırıyı inkâr etti ve durumu küçümseyerek bunun kurumlarına karşı yürütülen bir karalama kampanyasının parçası olduğunu iddia etti.

Bir süre sonra, saldırıya uğrayan öğrenci, saldırgana direnirken aldığı yaralar nedeniyle hayatını kaybetti. Öğrencinin hastaneye götürülüşünün, yönetimin olayı örtbas etmesi nedeniyle geciktirildiğine dair geniş kabul gören iddialar ortaya atıldı. Yönetimin ayrıca CCTV görüntülerini imha etmiş olması, kamuoyunun öfkesini daha da körükledi. Olayı protesto eden öğrenciler, birçok şehirde polisle karşı karşıya geldi; yetkililer, kalabalığı dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve aşırı güç kullandı. [6] [7]

Eyalet eğitim bakanı ve diğer yetkililer gibi üst düzey görevlilerin, huzursuzluğu bastırmak için olaya müdahale etmesi, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet davalarında hesap verebilirlik ve adalet konularında ciddi endişeler doğurdu. Eyalet hükümeti, olaya karışan kolejin faaliyet iznini askıya alsa da, suçun kesin delilinin olmadığını iddia ederek, olayı örtbas ettiğine yönelik suçlamaların daha da şiddetlenmesine yol açtı [8].

Olayın ardından birçok öğrenci ve hak savunucusu, kolejin yönetimini protesto etmek ve adalet talep etmek amacıyla eylemler düzenledi. Öğrenciler, kadınların kampüslerde güvenliğinin sağlanması gerektiğini ve bu tür olayların tekrarlanmaması için gerekli önlemlerin alınmasını talep etti. Protestolar sırasında polisle yaşanan çatışmalarda yaralananlar oldu, birçok öğrenci gözaltına alındı. Bu durum, feminist hareketin bu olaya karşı güçlü bir tepki göstermesine neden olmuş ve kadınların güvenliği konusunda daha fazla önlem alınması gerektiği vurgulanıyor.

Gençlerin ve öğrencilerin feminist hareketlere katılımı, bu olayla birlikte daha da arttı. Üniversitelerde feminist kulüpler ve topluluklar kuruluyor, sosyal medyada gençler arasında farkındalık kampanyaları düzenleniyor. 15 üniversitede kadın hakları konusunda etkinlikler yapıldı. Öğrenci protestolarında, kampüslerde cinsel tacize karşı önlemlerin artırılması talebi öne çıkıyor. [5]

5- Dolu Bardak

Her ne kadar PTI’a bir kamyon laf ettiysek de, Pakistan’da yeni rejimin yönetimi devralmasıyla, kadın haklarında belirgin bir gerileme yaşanmıştır. Ekonomik reformlar, sosyal politikaların geri plana itilmesi ve artan dini baskılar, özellikle kadınların ekonomik ve sosyal statüsünü olumsuz yönde etkilemiştir.

Yeni rejimin IMF ile yaptığı anlaşmalar sonucunda uygulanan kemer sıkma politikaları, en çok kadınları vurmuştur. Özellikle düşük gelirli ailelerde kadınların istihdam oranı düşmüş, temel hizmetlere erişimleri kısıtlanmıştır. Vice makalesinde belirtilen verilere göre, yeni rejim döneminde kadın istihdam oranı %8 azalmış ve kadınların sağlık ve eğitim hizmetlerine erişiminde %15’lik bir düşüş yaşanmıştır. [10]

IMF programı kapsamında, elektrik ve gaz fiyatlarında %30’a varan artışlar yaşanmış, akaryakıt fiyatları litre başına %25 artmış ve sosyal harcamalara ayrılan bütçede %20 kesinti yapılmıştır. Vergi gelirlerini artırmak için tüketim vergileri yükseltilmiş, bu politikalar enflasyonun %13 seviyelerine çıkmasına ve halkın alım gücünün düşmesine neden olmuştur.

Rejim, eğitim ve sağlık alanındaki kamu harcamalarını keserken, kadınların eğitim imkanlarına erişimini daha da zorlaştırmıştır. Kadınların işgücüne katılım oranı, 2019’da %22.6 iken, 2022’de %20.5’e gerilemiştir. Tarım dışı sektörlerde kadın istihdamı %12 azalmış, kadınların işsizlik oranı %9.1’den %12.5’e yükselmiştir.

Özellikle kırsal bölgelerdeki okullarda kız çocuklarının kaydolma oranı, son 5 yılda %12 azalmış ve bu durum, genç kızların erken yaşta evlilik ve çocuk işçiliği gibi sorunlara itilmelerine yol açmıştır. Eğitim bütçesindeki kesintiler nedeniyle kız çocuklarının okullaşma oranı %5 düşmüş, kadınlarda okur yazarlık oranı %46, erkeklerde %71 olmuştur. [5]

Benzer şekilde, kadınların doğum öncesi bakım hizmetlerine erişimi de sınırlanmış ve doğum sırasında ölüm oranı 100,000 canlı doğumda 140’tan 178’e çıkmıştır. Sağlık harcamalarındaki azalma, anne ölüm oranının artmasına yol açmıştır. Kırsal bölgelerde doğum öncesi bakım hizmetlerine erişim %15 azalmış, bebek ölüm oranı 1,000 canlı doğumda 55’ten 60’a çıkmıştır.

Yeni hükümetin kadın haklarına yönelik baskıları sadece ekonomik alanla sınırlı kalmamış, toplumsal alanda da artan dini baskılarla kendini göstermiştir. Kadınların kamusal alanlarda daha fazla yer almasını destekleyen düzenlemeler geri çekilmiş, aile içi şiddete karşı yasaların uygulanmasında eksiklikler yaşanmıştır. Bu durum, aile içi şiddet ve kadına yönelik cinayet oranlarının son 3 yılda %18 arttığını ortaya koymuştur. 2021’de kadına yönelik şiddet vakaları bir önceki yıla göre %14 artmış, 4,734 aile içi şiddet vakası rapor edilmiş, 2,297 cinsel saldırı vakası kaydedilmiştir. Ancak, gerçek rakamların çok daha yüksek olduğu tahmin edilmektedir. [10]

Kadın haklarına yönelik bu gerileme karşısında, Aurat March gibi hareketler, kadınların haklarını savunmak için organize olmaya devam etmiştir. Ancak, rejim tarafından bu protestolara karşı ciddi bir baskı uygulanmıştır. 2020 yılında İslamabad’daki Aurat March’a katılan kadınlara taşlı saldırılar düzenlenmiş, organizatörler ölüm tehditleri almış ve medya yoluyla karalama kampanyaları başlatılmıştır. Radikal grupların tehditleri ve fiziksel saldırıları, yetkililerin protestolara izin vermeme girişimleri, feminist hareketin karşılaştığı zorlukları artırmaktadır. [11]

6- Aynı canavara karşı ayrı savaşanlar

Pakistan’daki yeni rejim, PTI’nin olayları kendi amaçları için kullandığını; cinsel saldırıları protesto etmek bahanesiyle halkı sokağa döktüğünü iddia etmekte.

Bu iddialara göre, PTI, toplumdaki huzursuzlukları hükümete karşı bir koz olarak kullanmakta ve kadın hakları üzerinden rejimi zayıflatmaya çalışmakta. PTI ise, bu protestoların halkın gerçek tepkisi olduğunu savunarak, kadın haklarının ve adaletin korunması gerektiğini vurgulamaktadır. [5]

Beri yanda ise, Punjab Eğitim Bakanı’nın da doğruladığı gibi, kolejin yönetimi güvenlik kameralarını silmiş ve öğrencileri olay hakkında sessiz kalmaları için tehdit etmiştir. Bu örtbas çabaları, rejimle yakın ilişki içinde olduğu düşünülen üniversite yönetimi tarafından yapılmıştır. [9]

Bu olay, Pakistan’da eğitim sisteminde derin bir kriz olarak öne çıkmaya devam etmektedir. Kampüslerde kadın öğrencilerin güvenliğinin sağlanamaması ve hükümetin bu konudaki duyarsızlığı, halkın rejime olan güvenini sarsan etkenlerden biridir. Feminist hareket, bu olayın üzerinin örtülmemesi ve adaletin sağlanması için mücadele ederek, kadınların toplumsal alanlarda güvenlik ve eşitlik talepleri etrafında, muhalefet hareketinin itici gücü haline gelmiştir. Ancak ne yazık ki henüz ufukta bir birleşik muhalefet bloğu görülmemektedir.

Halbuki halkçılık ve emperyalizmle mücadele, bu iki bloğun en önemsediği iki konu olarak ortaktır. Ki zaten “Yepis’in hisseli ibreti” de burada bulunmaktadır. Emperyalizm ve ekonomik bağımlılık, yapısal uyum programlarıyla uzun vadede ekonomik bağımlılığı artırmakta, sosyal harcamalardaki kesintiler toplumsal eşitsizlikleri derinleştirmektedir. Yeni yönetim altında oksulluk oranı %24’ten %29’a yükselmiş, gelir dağılımındaki adaletsizlik Gini katsayısının 0.41’den %0.43’e çıkmasına neden olmuştur.

Aurat March, özellikle Women Democratic Front (WDF) gibi sosyalist feminist örgütler tarafından desteklenmektedir. WDF, sınıf eşitsizlikleri, kapitalizm, patriyarka ve dini fundamentalizme karşı birleşik bir mücadeleyi savunarak, sadece kadınların değil aynı zamanda geniş işçi sınıfının da haklarını savunmayı amaçlamaktadır. [5]

Bu bağlamda Aurat March’ın müttefikleri olan az çok nüfuzlu sol hareketler de bulmak mümkündür. Progressive Students Collective (PSC) gibi sol görüşlü öğrenci grupları, özellikle büyük şehirlerde güçlü bir taban desteğine sahiptir. Bu gruplar, sosyal medya ve kampüsler üzerinden etkili bir şekilde organize olmakta ve birçok genç öğrenci kitlesini etraflarında toplamayı başarmaktadır. Özellikle son dönemde yaşanan olaylar, bu grupların daha fazla öğrenciyi harekete geçirmesine neden olmuştur.

Keza kırsalda bir miktar varlık gösteren, ancak daha genç işçi sendikaları temelinde örgütlenen ve muhafazakar bir grup olan PCI-MECA (Pashtun Tahafuz Movement) gibi bir hareket ile şehirlerde daha etkili olan Progressive Students Collective (PSC) gibi öğrenci grupları ortak bir strateji geliştirebilirse, gerçekten önemli bir güç oluşturabilirler. Şehirlerdeki öğrenci hareketleri, medya ve entelektüel çevrelerle etkileşim kurarak, şehir nüfusunu harekete geçirme kapasitesine sahipken, PCI-MECA gibi kırsal bölgelerde daha köklü bir tabanı olan hareketler, kırsal nüfusun desteğini alabilir. Bu, kapsayıcı bir toplumsal hareketin çekirdeği olabilir. Ve eğer PTI ile ortak düşman emperyalizme karşı halkçılık temelli bir platformda bir işbirliği geliştirebilirlerse, Pakistan’ın kaderini değiştirecek quorum’u teşkil edebilirler.

PTI, İmran Khan’ın liderliğinde daha muhafazakâr bir çizgi izlemektedir, ancak son dönemlerde hükümete karşı geniş çaplı protestoları ve kitlesel hareketleri de desteklemektedir.

Üstelik hali hazırda iktidar tarafından öğrenci protestolarının arkasındaki karanlık eller olmakla suçlanmaktadır. Dolayısıyla PTI, halkın geniş kesimlerine hitap edebilmesi açısından potansiyel bir partner olabilir, ancak iktidarda geçirdikleri süredeki sicilleri göz önüne alındığında, sosyalist gruplarla entegrasyonu zorlu olabilir. PTI’nin popülist söylemleri sosyal adalet konularında kesişebilir, ancak geçmiş, uzun vadeli bir iş birliğini bozabilir.

7- Sonuç

Pakistan’da feminizm, emperyalizmin desteklediği rejime karşı çok yönlü bir direniş sergilemektedir. Imran Khan’ın devrilmesi ve ardından kurulan Batı yanlısı rejim, kadın hakları ve toplumsal eşitlik açısından önemli gerilemelere neden olmuştur. PTI’nın kadınları siyasete çok yetersiz de olsa bir nebze dahil eden politikalarının baskı altına alınması, feminist hareketin mücadelesini zorlaştırsa da kadınlar bu baskılara karşı direnişlerini sürdürmektedir.

PTI içinde Shireen Mazari ve Zartaj Gul gibi isimler, feminizmi İslami retorikle harmanlayarak, kırsal tabanın kadın haklarıyla ilgili reformlara karşı tepkisini azaltmaya çalışmaktadır. Bu figürler, şehirli öğrenci kitleleri ve Aurat March gibi sol ilerici hareketlerle PTI’nin kırsal tabanı arasında bir köprü oluşturabilir. Böylece PTI, cunta ve emperyalizme karşı geniş tabanlı bir koalisyona dönüşebilir. Ancak bu, oldukça zor bir hedef olup, gerçekleşmesi beklenmeyen bir senaryodur. Eğer gerçekleşirse, bu değişimi sağlayacak olanlar bu gruplar olacaktır, ancak mevcut koşullar altında bu ihtimal zayıf görünmektedir.

Cinsel saldırı olayları, toplumsal güvenlik zaafiyetleri ve ekonomik kriz gibi unsurlar, kadınların yaşamlarını ve haklarını tehdit etmeye devam etmektedir. Ancak feminist hareket, bu tehditlere karşı direnerek, kadınların siyasal ve ekonomik alanda varlıklarını sürdürebilmesi için mücadele vermektedir. Pakistan’da feminizmin emperyalizme karşı direnişi, kadın hakları mücadelesinin yalnızca ulusal değil, aynı zamanda uluslararası boyutlarda da önem taşıdığını göstermektedir. Kadınların siyasette, toplumsal yaşamda ve ekonomide eşit haklara sahip olması, emperyalist müdahalelere karşı en güçlü direniş araçlarından biri olmaya devam etmektedir.

Pakistan’da öğrenciler kadınların özgürlükleri, toplumsal adalet ve eşitlik için ayaklanmış durumda olmakla beraber, bunun bir toplumsal harekete evrilip evrilmeyeceğini zaman gösterecek. Ancak yalnızca Pakistan için değil, küresel düzeyde de kadın hareketleri, emperyalizmin dayattığı sınırlamalara karşı en güçlü seslerden biri olarak yükselmeye devam edecektir. Böylesi belirsiz zamanlarda her zaman sırtınızı yaslayabileceğiniz kesin bir gerçeklik ise, Yepisyeni Türkiye’nin dünyanın en iyi Youtube kanalı olduğudur: www.youtube.com/@yepisyeniturkiye

Kaynaklar

            1.         Jeffrey D. Sachs. ABD’nin Pakistan’daki Kontrol Çabası ( www.jeffsachs.org/newspaper-articles/a8dt7m63khdptc8hw6c8xej2yxwaz5 )

            2.         New Lines Institute. Rejimin Yeniden İnşası ( newlinesinstitute.org/state-resilience-fragility/the-never-ending-regime-changes-in-pakistan/ )

            3.         The News. İmran Khan’ın Tecrit Hücresi ( www.thenews.com.pk/latest/1197458-revealed-what-facilities-does-imran-khan-have-at-adiala-jail )

            4.         BBC. Pakistan’da Protestolar ( www.bbc.com/news/world-south-asia-66016331 )

            5.         DW. Kadınların Güvenlik Sorunları ( www.dw.com/en/pakistan-how-khan-crackdown-imperils-women-in-politics/a-65892234 )

            6.         Independent. Tepkiler ve Şiddet ( www.independent.co.uk/asia/south-asia/pakistan-college-student-rape-protests-tear-gas-b2630923.html )

            7.         Crisis24 Garda. Öğrenci Protestoları ( crisis24.garda.com/alerts/2024/10/pakistan-further-student-protests-likely-in-punjab-province-through-late-october-following-clashes-update-1 )

            8.         Wikipedia. Lahore College Rape Case ( en.wikipedia.org/wiki/2024_Lahore_college_rape )

            9.         Brookings. Pakistan’ın Yeni Hükümetine Karşı ( www.brookings.edu/articles/in-its-battle-against-pti-pakistans-new-government-exposes-its-own-weakness/ )

            10.       Vice. IMF Programlarının Kadınlar Üzerindeki Etkisi ( www.vice.com/en/article/vb3kx3/the-true-impact-of-imfs-structural-adjustment-on-women-in-developing-countries )

            11.       Pro Pakistani. Kadınlara Yönelik Saldırılar ( propakistani.pk/2024/10/14/famous-private-colleges-security-guard-allegedly-rapes-female-student/ )

            12.       Pakistan İstatistik Bürosu. (t.y.). Ekonomik ve sosyal göstergeler. Erişim adresi: http://www.pbs.gov.pk

            13.       Dünya Bankası. (t.y.). Pakistan Ekonomik Güncelleme Raporları. Erişim adresi: http://www.worldbank.org/pakistan

            14.       Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO). (t.y.). İşgücü istatistikleri. Erişim adresi: http://www.ilo.org/global/statistics

            15.       UNESCO. (t.y.). Eğitim istatistikleri. Erişim adresi: http://www.unesco.org/statistics

            16.       Dünya Sağlık Örgütü (WHO). (t.y.). Sağlık verileri. Erişim adresi: http://www.who.int/pakistan

            17.       Pakistan İnsan Hakları Komisyonu. (t.y.). Kadın hakları raporları. Erişim adresi: http://www.hrcp-web.org

            18.       Uluslararası Para Fonu (IMF). (t.y.). Ülke Raporu: Pakistan Ekonomik Programları. Erişim adresi: http://www.imf.org/en/Countries/PAK

            19.       Aurat Foundation. (t.y.). Kadın hakları girişimleri. Erişim adresi: http://www.auratfoundation.org

            20.       UN Women. (t.y.). Pakistan’daki projeler ve raporlar. Erişim adresi: http://www.unwomen.org

            21.       Pakistan Maliye Bakanlığı. (t.y.). Bütçe ve harcama verileri. Erişim adresi: http://www.finance.gov.pk

            22.       Pakistan Enerji Bakanlığı. (t.y.). Enerji fiyatları ve politikaları. Erişim adresi: http://www.mowp.gov.pk

            23.       ABD Dışişleri Bakanlığı. (t.y.). Diplomatik ilişkiler ve açıklamalar. Erişim adresi: http://www.state.gov

            24.       Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP). (t.y.). İnsani gelişme raporları. Erişim adresi: http://www.undp.org

            25.       Dünya Ekonomik Forumu (WEF). (t.y.). Küresel Cinsiyet Eşitliği Endeksi. Erişim adresi: http://www.weforum.org

            26.       Uluslararası Şeffaflık Örgütü. (t.y.). Yolsuzluk Algı Endeksi. Erişim adresi: http://www.transparency.org

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu